Noel Ayininde, Tanrı'nın bir bakireden doğup insan olduğuna inandığımızı söyleyeceğiz. Ama İsa neden doğdu? Neden dünyaya geldi?
Yazar: John M. Grondelski
Çevirmen: Selestîn
Advent dönemi sırasında asli günah doktrini hatırlanmaya değerdir. Çünkü onsuz Noel -en azından bildiğimiz kadarıyla- bir anlam ifade etmiyor.
"Asli günah" derken, insan ırkının başlangıcında insanı Yaratıcısından uzaklaştıran ve sonraki tüm insanların insan doğasını çarpıtan günahı kastediyoruz. Kateşizm'in dediği gibi;
Şeytan tarafından ayartılan insan, Yaratan’ına duyduğu güveni yüreğinde yok etti (bk. Yaratılış 3:1-11) ve özgürlüğünü kötüye kullanarak, Tanrı’nın buyruğuna karşı geldi. İnsanın ilk günahı budur. (bk. Romalılar 5:19) Daha sonraki her günah Tanrı’ya karşı yapılmış bir itaatsizlik ve Onun iyiliğine karşı duyulan bir güvensizlik olacaktır.
Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri - 397. Paragraf
Her Pazar, onun "bizim ve kurtuluşumuz için" geldiğine inandığımızı söylüyoruz. "Bakire Meryem'den doğdu ve insan oldu." Ve son birkaç haftadır Mesih'in doğumunu kutlamaya hazırlanıyoruz. Ama İsa neden doğdu? Neden dünyaya geldi?
Eğer kurtuluşumuz içinse, kurtulmamız gerekiyordu. Neyden? Günahtan.
Her birimiz birer günahkârız. Her birimizin kişisel olarak sorumlu olduğu kendi kişisel suçu vardır. Her birimizin kişisel günahları var. Ama her birimiz aynı zamanda asli günaha da bulaşmış durumdayız.
Nasıl bulaştık? Günaha eğilimimiz olduğu gerçeğiyle. Kimse bize günah işlemeyi öğretmek zorunda değil. Hiç kimse küçük çocuğuyla oturup, "Şimdi Johnny, nasıl yalan söyleyeceğimizi öğrenelim. unutma: yalan söylediğinde, buna inanmış gibi görünün!” demez.
Hayır, hepimiz bu derste ustalaşmış görünüyoruz ve bu bir bakıma asli günahtır: kötülük yapma eğilimimiz. Ufaktan başlıyoruz. (Maraton koşucuları bile küçükken arkalarının üstüne düşerek başladılar. Bir yerden başlamalısın.)
Bu bahiste iki önemli nokta var:
İlk olarak, Tanrı insanı kötülük yapma eğilimiyle yaratmadı, bu nedenle insan doğasının çarpık olması, yanlış yapmaya meyilli olması Tanrı'nın amaçladığı şey değildir.
İkincisi, Tanrı'nın özel lütfu olmadan insan, hafif günahlar da dahil olmak üzere tüm günahlardan kaçınamaz.
Asli günah hepimizin paylaştığı yaradır çünkü hepimiz insan doğasını paylaşıyoruz. Bu doğamızın zarar görmesidir: akıllarımızın kararması (kendimizi iyinin kötü, kötünün iyi olduğuna inandırırız); irademiz zayıflaması (iyilik yapmak genellikle zordur, kötülüğü yapmak ise gerçekten kolaydır); ve ufak adımlardan (kalem çalmak) yetişkin olanlara (insanların yatırımlarını çalmak) kadar bazı fırsatlarımız var gibi görünüyor.
İnsanların kötü olma konusunda oldukça iyi olduklarını görmek için dâhi olmanıza gerek yok ve durup bunun hakkında düşündüğünüzde, eğer iyi bir Tanrı'ya inanıyorsanız, o zaman onun böyle olmasını istemediği ve Adem (ve Havva ve onların soyundan gelenler) hakkında pek doğru olmayan bir şeyler olduğu sonucuna varmanız gerekir.
Sorun şu ki, kendinizi incittiğinizde, her zaman bir şeyleri düzeltemezsiniz. Adem, o düşmüş insan, kalkamıyor. Bir intihar kişiyi öldürebilir, ancak olaydan sonra bu konudaki fikrini değiştiremez. Aynı şey doğamız için de geçerli.
İnsan Humpty Dumpty şekilde düştü (Humpty Dumpty: yıkıldıktan sonra eski haline dönemeyen) ve ne o ne de "kralın tüm adamları" onu tekrar bir araya getiremez. İnsan, Tanrı'nın yarattığı şaheseri kırdı. İnsan düzeltmeli ama yapamıyor (intiharlar hayatları geri getiremez). Tanrı yapabilir, ama yaralanan o, yaralayan değil - ve tazminatı hak eden yaralıdır.
İnsan Humpty Dumpty'yi düzeltmenin tek yolu, aynı zamanda Tanrı olan bir adamdır. Ya da insan bedenindeki Tanrı: İsa Mesih. Bu yüzden Noel'i kutluyoruz.
Evet, insan günah işlememiş olsa bile İsa'nın beden almış olabileceği konusunda spekülasyon yapan teologlar olmuştur. Belki. Ancak bunu kesin olarak bilmiyoruz ve her halükarda konu akademik. İnsan günah işledi ve Tanrı-insan olan bir kurtarıcıya ihtiyacı vardı. İsa'ya ihtiyacı vardı.
Şimdi, bazı insanlar asli günahın bizim geride bıraktığımız eski zamanlarda hayal edilmiş bir tür teolojik masal olup olmadığını merak ediyor. Hayır ve şu nedenlerden dolayı hayır cevabını veriyoruz:
- İnsanlık birdir. İnsanlar cinsiyete, ırka, dile, ne zaman yaşadıklarına ve öldüklerine ve daha binlerce şeye göre bölünebilir. Ama hepimizin ortak noktası insan doğamızdır. Bu ortak bağlantı olmadan, insan ırkı yoktur. İnsan ırkı yoksa, insan eşitliği hakkında konuşmanın da bir temeli yoktur: o zaman hepimiz, daha büyük veya daha az güçlü ve zayıf yönleri olan ayrı bireyleriz ve herhangi bir insan kardeşliği fikri artık yoktur.
Bu arada, lütfen unutmayın: insan eşitliği fikri liberal demokrasiden veya Aydınlanma'dan gelmedi. İnsanın ortak yaratılışına ilişkin Hıristiyan doktrininden geldi.
- İnsanlık kusurludır. Doğamız çarpıktır ve bu nedenle günaha eğilimlidir. Ahlaksız değil, ama çarpık. Sokrates -Hıristiyan değil-, "Kendini bil!" dedi. Bir insanın insandan ne bekleyebileceğini (ve bekleyemeyeceğini) bilmek istiyorsanız, o zaman onun kusurlu bir doğası olduğunu bilin.
- Bu doğa kusurlu olduğu için, hiçbir insan "kişisel gelişim" veya "ilerleme" projesi kendi başına başarılı olamaz. "İlerleme" kaçınılmaz değildir. Gelecek mutlaka daha iyi olacak diye bir şey yok. Kötülük, bilgi eksikliği veya aptalca bir seçim değildir; kasıtlı ve kötü niyetli olabilir. Tanrı'nın lütfu olmadan, hiçbir insan projesi insanı düzeltemez, çünkü insan kendini düzeltemez.
- Bu yüzden Noel için hazırlanıyoruz. Çünkü insanın kendini düzeltemeyeceğinin farkında olan ama yine de kendi suretine ve suretine aşık olan İkinci Adem olan İsa, Birinci Adem'in bozduğunu onarmak için gelmiştir. Bu yüzden Advent'in tövbe edici bir yönü var: Bekliyoruz çünkü başka bir şey yapamayız. Aynı zamanda, "Kurtarıcımız İsa Mesih'in gelişini sevinçli bir umutla bekliyoruz" çünkü hikayenin sonunu biliyoruz: O bize hayatı dolu dolu getirmeye geldi.
Vaftiz bize asli günahın üstesinden gelmek için ihtiyaç duyduğumuz lütuflara, yani Tanrı'yı amaçladığı gibi sevmek ve ona itaat etme hakkını verir. Ama bu hikayenin başka bir parçası. Şimdilik, bu neşeli umudun tadını çıkarın. Mutlu Noeller!
Orijinal makale: https://www.catholic.com/magazine/online-edition/christmas-makes-no-sense-without-sin